Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
12:18 - Silahların Teslim Edileceği Noktalar
22:04 - Metrobüs Kazası, Acı Blanço
20:47 - Nursel Ergin Kimdir
20:41 - Çağla Şıkel Kimdir
20:27 - Didem Arslan Yılmaz Kimdir
13:58 - Survivor Batuhan Gökgöz Kimdir
13:54 - Survivor Pınar Saka Kimdir
13:50 - Survivor Sevgi İme Kimdir
15:38 - Survivor Volkan Çetinkaya Kimdir
15:16 - Survivor Hikmet Tuğsuz Kimdir
Kendimi sevilmemiş hissediyordum; eşim bile bana ilgi göstermiyor, sürekli yalnız bırakıyordu. Ailem ise sabırlı olmamı, eşimden şikayet etmememi öğütlüyordu. Onun nazarında değer kazanmak için her gün arzu ettiği yemekleri pişiriyor, özenle giyiniyor, onunla konuşmaya çabalıyordum ama beni hiç fark etmiyordu. Arkadaşları onun için benden daha kıymetliydi sanki. Bir gün, geçmişten tanıdık biriyle karşılaştım. Halimi görünce, “Hiç iyi görünmüyorsun, neyin var?” diye sordu. İyi olduğumu söylesem de inanmadı. “Gel, seninle bir yere gidelim, inan bana iyi gelecek,” dedi. Biraz çekindim ama dayanılmaz bir bunalımdaydım. Ailem bile derdime kulak vermiyordu, artık birine içimi dökmem gerekiyordu. Hiçbir şey düşünemez hale gelmiştim. “Tamam, gidelim,” dedim. Yolculuk epey uzun sürdü. “Nereye gidiyoruz?” diye sordum. “Merak etme, az kaldı, biraz daha sabret,” diye yanıtladı. Yaklaşık on beş dakika sonra aniden durdu ve “Şimdi gözlerini kapat,” dedi. Ne olduğunu sordum, o ise “Sen hemen kapat,” diye ısrar etti. Gözlerimi kapattım ama içimde büyük bir korku vardı. Birkaç dakika daha ilerledikten sonra, “Şimdi aç gözlerini,” dedi.
devamı sonraki sayfada…